ForumOnline.Tk

ÖNEMLİ : MESAJLARA CEVAP YAZABİLMENİZ İÇİN VE SADECE ÜYELERE ÖZEL KONULARI GÖREBİLMENİZ İÇİN ÖNCELİKLE KAYIT OLMANIZ GEREKMEKTEDİR.ÜYELİK TAMAMEN ÜCRETSİZDİR.


Join the forum, it's quick and easy

ForumOnline.Tk

ÖNEMLİ : MESAJLARA CEVAP YAZABİLMENİZ İÇİN VE SADECE ÜYELERE ÖZEL KONULARI GÖREBİLMENİZ İÇİN ÖNCELİKLE KAYIT OLMANIZ GEREKMEKTEDİR.ÜYELİK TAMAMEN ÜCRETSİZDİR.

ForumOnline.Tk

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Forumonline'da 12 konu açan ve 20 mesaj yazan kişilerin sitelerinin link reklamını 10 gün bu bölümde yapacağız..

ForumOnline

Uyarı : 13+ Forumonlinereklam

En iyi yollayıcılar

bass_95 (137)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
Admin (128)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
Real-King (42)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
*Phoenix (40)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
MuSaqo (34)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
sygn-mdl (25)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
doLLy...xD (20)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
kevserock (18)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
şeyda (11)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 
salih (4)
Uyarı : 13+ Bar_leftUyarı : 13+ I_voting_barUyarı : 13+ Bar_right 


    Uyarı : 13+

    Admin
    Admin
    Site Sahibi
    Site Sahibi


    Mesaj Sayısı : 128
    Yaş : 29
    Puan Sayısı : 360
    Kayıt tarihi : 16/01/09

    Uyarı : 13+ Empty Uyarı : 13+

    Mesaj tarafından Admin Perş. Ocak 22, 2009 10:35 pm




    DİKKAT BU SAYFADAKİ HİKAYE 13 YAŞINDAN KÜÇÜKLERİN OKUMASI İÇİN UYGUN OLMAYABİLİR

    Ben öldüm galiba!
    Mezbahadan et taşıyan bir tırın sabahın erken saatlerinde yüklenip bir an önce yola çıkması gerekiyormuş. Işe sabahın kör vakti gelen işçiler, tırı yüklemeye başlamışlar. Alelacele işi bitirmişler. Tırın şoförü arkadaki soğuk hava deposunun kapısı kapatılır kapatılmaz yola çıkmış. Ancak son eti çengele takmaya uğraşan işçinin içeride kaldığını kimse farketmemiş. Uyku sersemi olan işçi de başına gelen korkunç şeyi, ancak tır hareket edince farkedebilmiş. Tır hiç durmadan 8 saat yol alacağindan, arkadaşları kaybolduğunu farketmezlerse donarak öleceği kesinmis.

    Bir süre duvarları yumruklamış ama sesini duyuramayacağını biliyormuş. Bir süre sonra üşümeye başladığından hareketleri yavaşlamış ve bir kenara çöküp ölümü beklemeye başlamış. Oturup kaçınılmaz sonunu beklemeye başlamış ve cebinden çıkardığı kağıt kaleme yazmaya başlamış. 1. saat: çok üşüyorum; 2. saat: her yerim uyuşuyor; 3. saat: ayaklarımı hissetmiyorum; 4. saat: donarak ölmek istemiyorum, kalemi tutucak gücüm kalmadı, ellerim dondu...

    Tır etleri teslim edeceği yere geldiğinde şöförü dondurucunun kapısını açınca içerisinin soğuk olmadığını farketmiş. Sabah yola çıkarken aceleden dondurucuyu çalıştırmadığını hatırlayan şoför, lanetler okurken köşede büzülmüş yatan işçiyi görmüş. Adamın uyuyakaldığını sanan şoför, işçiyi sarstığı halde uyandıramamış.

    Polis olaya el koymuş, şoför tutuklanmış. Bir müddet sonra adli tabip raporunda işçinin ölüm nedeni vücut ısısının hızla düşüşü olduğu açıklanınca temize çıkmış. Meğerse talihsiz işçi psikolojikman ÖLÜŞ

    Cin'le dalga geçince
    17 yaşındaydım ve annemin memleketi olan Giresun'daydık. Döndü abla o sıralarda 22 yaşında falandı (annemin amcasının kızı). O'nu her gece cinler döverdi ve üzerinde taşıdığı kuran'ı çıkartması için baskı yaparlardı. Birlikte yatıyorduk onlarda kaldığım zamanlarda ama sabahları vücudunun her yerinde morluklar oluyordu bende ise hiçbirsey olmuyordu ve hiçbirsey hissetmiyordum... Bir gece Döndü, ablası, ablasının akrabası Emine ve onun nişanlısı epey geç saate kadar oturduk. Döndü'nün annesi ise saat 11 gibi yattı uyudu başka odada. Biz hala sohbet ediyorduk. Saat gece 02.00 olmustu.. Ben cin çağırmayı önerdim. Bu onlara da cazip gelmiş olacak ki kabul ettiler. KİKİ adında kibrit cinini hepiniz duymuşsunuzdur. Bir kutudan 4 tane kibrit çöpü aldık ve cin çağırdık dualarla. Bu işlerden çok iyi anlıyordu Döndü. Sorular soruyorduk kibritlerde sağa sola hareketle bize cevap veriyordu. Ben yaşımında küçük olmasından dolayı bayağı zırvalamaya başlamıştım. Cin ile dalga geçiyordum. Yanımdakiler ise iyice korkmuşlardı benim cine ileri geri konuşmamdan! Beni sürekli sus diye uyarıyorlardi. Neyse bir müddet sonra ışık kendiliğinden kapandı kalktım düğmesine bastım açtım, arkamı döndüm ki tekrar çat!! diye düğmeden kapandı ışık.. Bulunduğumuz oda köy evi olduğundan mutfak ve oturma odası bir kullanılan bir oda.. Mutfak dolabi zangır zangır titremeye ve tabaklar birer birer yere dökülmeye başladı.. Hepimiz korkudan sapsarı olmuştuk TV açık değildi birden TV açıldı. O zamanlar sadece TRT 1 gösteriyordu köy yerinde. Bilmediğimiz yabancı kanallar fişek gibi açılıp kapanıyordu.. Biz binbir dua okuyarak cini göndermeye çalışıyorduk. Artık yorulduk ve kibrit çöplerini masanın üzerine bıraktık. Aman Allah'ım cin gitmemişti, ve masanın üzerindeki kibrit çöpleri kendiliğinden hareket ediyordu. Döndü'nün akrabası olan kadın bayıldı bayılacak. Saat 04.00 olmuştu artık ve Döndü'nün akrabası olan Eminenin nişnlısı eve gidecekti. Köy yerlerini bilirsiniz acayip sessiz ve ürkütücü olurlar. Evine gideceği yol da ormanın içinden geçen ve derenin olduğu bir yer. Neyse bu çıktı gitti ve biz cini göndermek için uğrasmaya devam ettik.. Tabi ki başaramadik öyle kızdırmışım ki onu her yeri darmadağın etti diyebilirim... Ve işin ilginç yanı yan odada yatan yengemin çıt bile duymamış olmasıydı.. Sabah ezanı okunurken hepimiz korkudan ve uykusuzluktan uyuyakalmışız.. Yengemin sesiyle uyandık, ORTALIĞIN HALİ NE BÖYLE diye soruyordu. Ona anlattık o da ürperdi ve kızdı bize.. Emine'nin nişanlısı da ertesi günü geldi ve gece eve gittiği yolda onu taşlamıştı cinler, bu taşlar pek bir yerine isabet etmemişsse de omuzuna ve alnına çarpmış ve oldukça morarmıştı.. Aynı gece ben ananemin evine gittim yatmaya ve o gece Döndü ablamı da çok sıkıştırmışlar ve acaip dövmüş cinler. Kız günlerce vücudu ve yüzü morluklar içerisinde gezmek zorunda kaldı... Komşumuz olan bir hocaya olanları anlattık! Hoca bile dehşete kapıldı ve cinin beni yaşım küçük olduğu için affettiğini yoksa yetişkin bir insanın cinle o şekilde dalga geçse çarpılacağını, ağzının burnunun ters döneceğini söyledi..


    Falcı
    Olay 1999 yazında gerçekleşmişti. Ben bu tarihte Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum. Bu nedenle geceleri geç yattığım için öğlen kalkıyordum. Yine böyle gece geç saatlere kadar çalıştığım bir günün ertesi;öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki büfeye gittim. Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi:
    -"falına bakmamı ister misin?"
    Ben bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam ederken.Sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı:
    -"falına bakmamı ister misin?"
    Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı. Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi:
    -"falına bakmamı ister misin?"
    Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde �hayır� diyerek arkamı döndüm .Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın kadına "benim falıma bak" dediğini duydum. �Duydum� diyorum çünkü o 3-5 saniye arası sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım kolumu tutarak benim de baktırmamı parasını kendisinin vereceğini söyledi. Ben de gayri ihtiyari sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. İşte tam bu sırada falcı kadın arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki bir �Rıdvan�(cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi. Bunun üzerine ben de ne istediğini istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın aynen şunları söyledi:
    -falına bakıcam!
    Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına;
    "-niye"dedim.
    Kadın buz gibi donuk sesiyle
    �-çünkü az önce istediğini söyledin� dedi.
    Az önce kaynağını bilmediğim o -irkilme sebebim- gibi görünen kadın bana bir anda çekici gelmeye başladı. Ve aklımdan ��neden olmasın ki ne kaybedersin ki zaten�� denen o en tehlikeli düşünce geçti ve falcı kadına �TAMAM� dedim.
    Kadın hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geliyordu ki falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü.
    �Sakın ha yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma.�
    İşte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum ama mümkün değildi. Ayaklarım sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Ve sonra sanki bana acırmışçasına baktı. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bi an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi:
    �Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokak, 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen çok uzaklardan bir haber alacak. Ve en son söylediği söz ise şuydu 2 abinden büyük olanı küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak.
    Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim.2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra kuzenim intahar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım kalp krizinden öldü. Ortanca abim aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için Avusturalya�ya gitti. Ben bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki. Son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim için bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattım .Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittim yer bir ev değil harabeydi. Yanmış yıkık dökük içinde şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben evin içine girdim biraz dolaştım içerde şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini söyledi ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm. Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun.


      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma Nis. 19, 2024 1:57 pm